İHTİLAL 3 - ZERDA
Zerda çiçeği, karanlığın izlerini altın bir sevdayla silerken zemheri, zincirlerini zorlayan bir yaratık gibi onları izliyordu.
Zeliha ile Gurur’un aşkı, zerdali çiçeğinin taç yapraklarında saklı bir sırdır; mutluluk, onların ellerinde hem bir anahtar hem bir yara bandıdır. Fakat ufukta beliren gölgeler usulca çoğalır, sinsice birikir. Gölgelerden biri kurşun olup hızla onlara doğru ilerlerken bir diğeri aynı kandan bir düşmana dönüşür, kurşundan önce kalbi deler. Aşkları, her fırtınayı göğüsleyecek kadar güçlü olsa da kaderin çarkı amansızca dönmeye devam eder. Çark durduğunda ortaya çıkacak gerçek, yazın en sıcak günlerini bile zemherinin buz kesen gölgesine mi zincirleyecek?
O olsun, ölüm gelsin, o olsun, her şey yok olsun; o olsun, ben olmasam da olur.
Sadece o olsun. Zeliha olsun. Zerda’m, Zerdali’m, dağda açan yaban çiçeğim, gelinciğim, bir avuç mutluluk bin karış acım, her şeyim.
Bu, kurşun askerin tek bacağıyla, dansını sona erdirmiş balerinin kırıklarını toplamak için sürünerek ona ilerlediği ilk andı.
Bu, şafağın zedelendiği ilk andı.
İVAN İLYİÇ’İN ÖLÜMÜ
“Ben yok olunca neler olacak acaba? Belki de hiçbir şey olmayacak. Peki, ben gittiğimde nerede olacağım? Peki ya ölüm buysa? Hayır, hayır istemiyorum!”
Yüksek rütbeli yargıç İvan İlyiç için hayatındaki her şey olması gerektiği gibidir. Serveti yerindedir, toplum tarafından saygı duyulur ve en önemlisi çevresindeki olayları kontrol edebilme yeteneği hâlâ daha kendisindedir. Fakat bir gün İvan İlyiç, hayat yolculuğunda baş edemeyeceği bir arkadaşla tanışır: Ölüm. Bu andan itibaren kurulu olan bu düzen birdenbire altüst olur.
Amansız bir hastalığa yakalandığını öğrenen İvan İlyiç için hayat artık kontrol edemeyeceği, servetinin değersiz olduğu, şöhretinin geçersiz sayıldığı ve gün geçtikçe daha karamsar sabahlara uyandığı bir hâle bürünür.
Tolstoy’un din değişikliğinden kısa bir süre sonra yazdığı İvan İlyiç’in Ölümü geç dönem kurguları arasında başyapıt olarak görülmektedir. Tolstoy, bu eserinde insanın ölümle yüzleşmesini, ölüme yolculuk yaparken hissedilen çaresizliği ve geride kalan “canlı cesetlerin” bencilliğini vurgulayarak okura aktarmaktadır.
DAVA
“Ancak otuz yıldır bu dünyada benim gibi tek başına mücadele ediyorsanız
eğer zorluklara alışıyorsunuz, çok şaşırmıyorsunuz kötü sürprizlere.”
Dava, Franz Kafka’nın en önemli ve en çok okunan eserlerinden biridir. O günkü yargı anlayışına eleştirel bir bakış açısıyla yazılmış bu kitap, onun hayatını okuyan biri için sadece bundan ibaret değildir. Dava’nın bütün yargı görevlilerine baktığınızda, karşınızda despot babasından izler bulmanız hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Bu kitapta okuyacağınız öykü, suçsuz olduğunu bilen ve bu yargılamayı kendi içinde yapıp bir sonuca eriştirmeye çalışan bir insanın öyküsüdür.
“Kendimden başka hiçbir eksiğim yok,” diyerek aslında bütün hayatını özetliyordu Franz Kafka. Yirminci yüzyıl dünya edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Tüm yaşamı boyunca kendini hem toplumdan, hem iş yaşamından, en önemlisi de ailesinden eksik hissetmiştir hep.
Onun eserlerini derinlemesine anlayabilmek için, kısaca hayatına göz atıp onun yaşamı hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Bu durum onu okurken daha iyi anlamaya ve yazdıklarını iliklerinize kadar hissetmenize yardımcı olacaktır.
YERALTINDAN NOTLAR
“Bizim gibi basit ve ölümlü insanlar en nihayetinde kaybediyordu.”
“Kötü biri olmayı hiç beceremedim, bırakın bunu, herhangi biri olmayı da beceremedim. Ne aksi bir adamım ne de uysal biriyim! Ne alçak ne de namuslu. Ne onurlu biri ne de bir kahraman. Şimdi hiçbir şey yapmadan köşemde pinekliyorum,” diyen bir adamın hikâyesi Yeraltından Notlar.
Yaklaşık yirmi yıldır hasta hisseden ama tedavi olmayacak kadar inatçı, içine düştüğü bunalımdan kurtulmamak için direnen, kendi kabuğundan çıkmayı kabul etmeyen ve hatta ideal yaşam süresinin kırk yıl olduğuna inanan, isimsiz bir adamın karanlık iç dünyasına doğru yolculuğa çıkarıyor sizi Dostoyevski.
Hatta Yeraltından Notlar, pek çok çevre tarafından da varoluşçuluk akımının başlangıcı olarak kabul edilir.
KUMARBAZ
“Şu sırada neyim ben? Koskoca bir sıfır. Yarın ne olabilirim? Hiç. Yarın ölür, yeniden dirilerek yeni bir hayata başlayabilirim!.. İçimdeki insanı iyice mahvolmadan kurtaracağım.”
Kumar bir riskti ve Aleksey İvanoviç bu riski almaya hazırdı. İyi de bir gözlemciydi hem. Ortadaki 12 kazandıktan sonra sondaki 12’nin kazandığını keşfetmişti. Sondaki 12 numaradan sonra ise sıra ortadaki 12’ye geliyordu. Yaklaşık iki saat süren bu döngüde kazanabildiği kadarını kazanmak istiyordu. Ancak yine de söz konusu olan kumardı. Kaybetmek her zaman ihtimaldi!
Dostoyevski, dönemin çarpıklığını, sınıf farklılığının keskinliğini, bir adamın aşkı ve kumar tutkusunu gerçekçi ve etkileyici bir dille Kumarbaz’da ortaya koymuştur. Roulettenburg’da geçen bu hikâyenin yaklaşık üç haftada yazıldığı söylense de buna inanmak çok güç.
BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ
Küçük adamlar büyük makam ve rütbe tutkusunun bedelini, ruh sağlığını kaybederek ödemektedir.
Nikolay Vasilyeviç Gogol Rusya’nın çürümüş bürokrasisini, gerçekçi kalemiyle küçük adamlar üzerinden anlatmaktadır. Bir Delinin Hatıra Defteri’nde orta hâlli bir memurun âşık olduğu kadın tarafından fark edilmeyi arzularken günden güne delirip kendini İspanya Kralı ilan etmesine kadar süreci anlatırken Portre’de ise yoksulluk içinde yaşayan yetenekli ressam Chartkov’un bir dükkândan satın aldığı gizemli portreden sonra önüne sunulan iki yoldan birini seçerken yaşadığı tereddütü anlatmaktadır.
Gogol ile birlikte Rus edebiyatı, Batı etkisinden kurtulmuş, kendi kimliğini kazanmaya başlamıştır. Gerçekçi fakat bir o kadar da fantastik karakterler dönemin Rusya’sının ta kendisidir.
Hikâyelerinde günlük hayatı ve bayağı kişilikleri, zaman zaman mizahî zaman zaman öfkeye varan bir şekilde yeren Gogol’ün kahramanları “Bir Delinin Hatıra Defteri”nden fırlamış gibidir, anlatıcılar tüm hayret edici “Portre”leriyle okura özenli çeviri ve edisyonu ile takdim edilmiştir.
NEVA BULVARI
Görünen tüm güzelliklerin, bizi içine çeken hayal ötesi yanı vardır her zaman. Aşk, tutku ve sıradanlık, rütbe-makam tanımadan çıkıverir karşımıza ve bizi alır götürür. Tıpkı ölüme sürüklenen genç Piskarev gibi. Neva Bulvarı, Petersburg’un her cenahı kendinden menkul, eşsiz karmaşasıdır. Tüm sefalet ve ihtişam oradan geçip gider, hayata karışır. Genç subay ve ressam arkadaşların aşkları üzerinden Çarlık Rusyası’nın sosyal çatışmalarını okura gösteren, yaşatan Gogol, Nabokov’un söylediği tuhaflıkla dehasını gözler öne seriyor.
Nikolay Vasilyeviç Gogol’ün hafızalarda en çok yer etmiş, hicivli kurgusu olan Burun, dokuzuncu dereceden memur Kovalyev, burnu yüzünü terk edip kendi hayatını yaşamaya başladığında artık saygınlığı olmayan, sade bir memur olduğunu düşünmüştür. Çünkü burnu Petersburg sokaklarında saygın bir memur kisvesinde çoktan gezinmektedir.
Bize ait olan bizimdir. Bizim olmayan zaten çekip gidecektir. Binbaşı Kovalyev, kaybettiği onurunu ve toplumsal yer edinim mücadelesini aslında hırsıyla kaybettiğinin farkında değildir. Askerî birliklerin kasabaya gelmesiyle her yer şenlenmiştir. Rusya burjuvazisi akşam yemeklerinden ve eğlencelerden çıkmamaktadır. Bu yemeklerden birinin en gözde konusu arabalar ve pek tabii faytonlardır. Sosyal sınıflar arasındaki derin uçurumu tüm çıplaklığı ve ironikliğiyle mühim bir figür üzerinden anlatır Gogol; dile dolanmış bir Fayton.
PALTO
Gogol’ün gözlem ve ince ironi yeteneğini had safhada öne çıkaran Palto isimli eseri hayatında işinden başka hiçbir uğraşı olmadan yaşayan sıradan bir memur olan Akaki Akakiyeviç’in mücadelesini konu edinir.
Rusya’nın çetin kış günlerinde eskimiş paltosu ne “küçük adam”ı soğuktan koruyabiliyordur ne de Akaki’nin yeni bir palto alacak gücü vardır. Canhıraş bir uğraşla parayı denkleştirdiğinde ise kendisi ve paltosunun başına geleceklerden habersizdir.
Yoksulluk ve makama bağlılık, Akaki Akakiyeviç titizliğiyle birleşince zorlu doğa koşulları gibi soğuk olan uzaklık ve içe dönük sorgularla teslim alıyor herkesi.
Dostoyevski’nin “Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık!” dediği, Nikolay Vasilyeviç Gogol’ün hiciv dolu yaklaşımıyla kaleme aldığı bu uzun öykü, yalnızca Rus edebiyatının değil dünya edebiyatının da öncülerindendir. Palto ve Roma’yı özenli edisyon ve çevirisi ile siz okurlarımıza sunuyoruz.
KALBİMDEKİ CANLI CESETLER 1 – GÜMRAH
HER KALP KENDİ KIYAMETİNİN YUVASIDIR.
Vera, amcasıyla birlikte büyüdüğü hayatın içinde aslında her gece bir başka yalanın kolları arasında uyuduğundan habersizdir. Bir akşamüstü karanlığında, kimsesiz bir gölgenin hayatına girmesiyle birlikte uçurumun kıyısındaki hayatı uçurumun dibine doğru yuvarlanmaya başlar. Vera için artık geri dönülmez olan o yolun adı Pusat’tan başkası değildir.
İki kırık kalbin kendi karanlığında ışık aramasıyla başlayan hikayelerinde, aslında onları hiçbir ışığın beklemediğini çok sonra fark edeceklerdir.
Onlar için karanlık, tek yoldur.
Ve her kalp, kendi karanlığının içindeki kıyamette yok olup gitmeye mahkumdur.
“Kalbinin derinliklerinde büyüttüğün karanlık, gün olur seni yutar, gün olur başkasının önüne atar.”
MAVİ KİRPİKLİ KADIN VERA
“Bir aşk, dev gibi bir yüreğin kıyısında mavi kirpiklere tutundu…”
Nâzım Hikmet’in hayatının en gizemli ve tutkulu sayfası: Vera Tulyakova Ran… Moskova’nın ayazından aşkın sıcaklığına uzanan bu hikâye, mavi gözlü bir devin, mavi kirpikli bir kadına olan sonsuz sevgisini yüreklerinize taşıyor.
Vera ve Nâzım, kaderin öngörülemez yollarında birbirini buldu. Aşklarının gücü; ihanetin, sürgünün ve ölüme meydan okumanın ötesine geçti. Bu biyografik roman, yalnızca bir aşkı değil, aynı zamanda Nâzım Hikmet’in mücadelelerle dolu yaşamını ve edebiyat dehasını da gözler önüne seriyor.
“Mavi Kirpikli Kadın”, aşkın ne kadar derin, bağışlamanın ne kadar güçlü ve insanın kendi kalbine karşı ne kadar cesur olabileceğini anlatan eşsiz bir eser. Okurken, Nâzım Hikmet’in ve Vera Tulyakova’nın yaşadığı her anı iliklerinize kadar hissedecek, kendinizi bu ölümsüz aşkın tanığı olarak bulacaksınız.
Bu kitap, yalnızca bir aşk hikâyesi değil; aynı zamanda bir sanatçının yaşam, tutku ve özgürlük arayışına tanıklık etme fırsatı.
Gelsene dedi bana
Kalsana dedi bana
Gülsene dedi bana
Ölsene dedi bana
Geldim
Kaldım
Güldüm
Öldüm.
Nâzım Hikmet
HAİNİN MÜHRÜ 2 – TANRI KUYUSU’NUN KEMİKLERİ
GİZLİMAN, SENİ ÇAĞIRIYOR…
HAİNİN MÜHRÜ 1 – KAYIP LİMAN
SULAR ALTINDA KALMIŞ ACIMASIZ BİR DÜNYADA KAYBOLMAYA HAZIR MISINIZ?
Kaderini reddeden tatlı yüzlü yalancı, Lunulata.
Kardeşinden başka kimsesi olmayan elsiz katil, Arm.
Ailesinden koparılmış öfkeli asker, Dante. İşlemediği bir suçu üstlenen masum mahkûm, Beau.
Ve kazanmak için her şeyi yapmaya hazır hırslı bir oyunbaz, Hodbin.
Gezgin Şehir, Ark Ulusu ve Kaya Şehirleri’nin, entrikaları, ihanetleri ve sırlarıyla dolu bu dünyada; birbirine hiç güvenmeyen beş genç, özgürlüklerine kavuşmak için bilinmeyen bir limana doğru yelken açmak zorundalar.
Peki, ulaşmak istedikleri bu liman gerçekten var mı?
Ve bu beş genç oraya varmak için kendilerine bile ihanet etmeyi göze alabilecekler mi?
VAVEYLA 2 – KIŞ DÖNENCESİ
Kar şiddetle yağmaya başladığında ve yıldızlar gökyüzündeki pusun içinde kaybolduğunda,
bunun sebebi kış dönencesinin başlamış olmasıydı. Kan kaybeden beyaz bir at,
yağan karın altında karanlığa doğru son sürat koşmaya başladı.
Katili bulmaya bir adım daha yaklaşan Lavin ve Kartal,
her geçen gün daha tehlikeli bir oyunun içine çekiliyorlardı.
Her şeylerini kaybettiklerinden ve artık kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığından
emin olan ikili, aslında kaybedecekleri çok büyük bir şeyin varlığını
keşfetmeye başladıklarında, aşk artık görmezden gelemeyecekleri kadar
şiddetli ve karanlıktı. Lakin Kartal’ın bilmediği bir şey vardı, kaybetme korkusu
ikinci kez kapısını çalacaktı.
Bir tabutun içinde iki beden ve bir de kardelen…
VAVEYLA 2 – KIŞ DÖNENCESİ
Kar şiddetle yağmaya başladığında ve yıldızlar gökyüzündeki pusun içinde kaybolduğunda,
bunun sebebi kış dönencesinin başlamış olmasıydı. Kan kaybeden beyaz bir at,
yağan karın altında karanlığa doğru son sürat koşmaya başladı.
Katili bulmaya bir adım daha yaklaşan Lavin ve Kartal,
her geçen gün daha tehlikeli bir oyunun içine çekiliyorlardı.
Her şeylerini kaybettiklerinden ve artık kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığından
emin olan ikili, aslında kaybedecekleri çok büyük bir şeyin varlığını
keşfetmeye başladıklarında, aşk artık görmezden gelemeyecekleri kadar
şiddetli ve karanlıktı. Lakin Kartal’ın bilmediği bir şey vardı, kaybetme korkusu
ikinci kez kapısını çalacaktı.
Bir tabutun içinde iki beden ve bir de kardelen…
MESNEVİ
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin asırlara meydan okuyan eseri Mesnevi,
insan ruhunun derinliklerine ince ince işleyen eşsiz bir yolculuktur.
Dünyevi heveslerden kurtulmanın çıkmazında insanın kendini bulma cenderesini aktaran bu eser,
aşkın ve hakikatin arayışında bir rehber niteliğindedir.
Mesnevi, ruhun şifasıdır.
Yazıldığı dönemin ötesine ışık tutan, Allah aşkını esas almış ve O’nun sırlarına erişmek için
adım adım izlenen sabrın ve bilgeliğin yoludur. İlk kelimesinden itibaren
her bir satırında okurun heybesine birçok nasihat bırakır. Kapısını araladığı gönül bahçesine, yer açtığı sofrasına davet eder.
Kibrin çıkmazından çıkarıp nefsini köreltir.
İnsan olmanın, insan olabilmenin, iyiliğin, doğruluğun ve hoşgörünün ufkuna sayfa açar.
Tasavvufun temeli olan bu eser,deyişleriyle, öğütleriyle ve hikâyeleriyle yüzyıllar öncesinden gelerek
zihnimize ev sahipliği yapıyor.
GELİN
Kederle dolu yollarda kaybolmuş bir kalbin dokunaklı öyküsü...
Bir genç kızın masumiyeti ve kırılganlığıyla başlayan serüven, kaderin acımasız oyunlarıyla birbirine dokunan ruhların hikâyesine dönüşüyor.
Zelal’in İsmail’e olan aşkı umutla filizlenirken ölümün zalim eliyle paramparça olur. Hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşip Süleyman’la zorunlu bir bağ kuran Zelal, kendi iç dünyasında yaşadığı fırtınalarla mücadele eder.
Zelal, geçmişin hayaletleriyle savaşırken geleceğe dair kırılgan bir umudu yeşertmeye çalışır…
“Çocuktum, gelin oldum. Gelindim, âşık oldum. Âşıktım, Mecnun oldum ve Leyla’mı kaybedip kendimi Rab’de buldum.
Rabb’i bulmuşken yeniden bir kuluna mı tutuldum?”
SQUID GAME FELSEFESİ
Squid Game, son derece ilgi çekici bir çalışmadır: gönüllü köleliğe, zulme ve ölüme yol açan bir “demokrasi”; nahoş, aşırı şiddet içeren eylemlere sahne olan bir evrendir. Bölümler ilerleyip, karakterler sınavlarından başarılı bir şekilde geçtikçe, bir dizi soruyla karşı karşıya kalırız:
İnsan varlığının değeri nedir, fiyatı nedir? Demokrasi, köleliğe yol açabilir mi? Demokrasi sadece oy vermekten mi ibarettir? Adil toplum anlayışı nedir? Özgür olmak bir seçim meselesi midir? Başımıza gelenlerin ne kadarını hak ederiz? Çalışmak özgürleştirir mi yoksa yabancılaştırır mı? Para, koca bir yozlaştırma nesnesi midir? Kendi hayatımızı ve başkalarının hayatını feda etmeye ne ölçüde hazırız ya da buna ne kadar istekliyiz? Gerçekten Squid Game dünyasında mı yaşıyoruz?
Squid Game, bir eğlenceden çok daha fazlasıdır, felsefi sorularla dolu müthiş bir sandıktır! Rousseau, Kant, Montaigne, Nietzsche, Hobbes, Arendt, Rawls, Platon gibi filozofların değerli yardımları sayesinde, Felsefe Profesörü Olivier Dhilly, bu başarılı dizinin ortaya attığı tüm bu felsefi soruları -ve dahasını- yanıtlamaya çalışıyor.
SQUID GAME PSİKOLOJİSİ
Squid Game kalıpları yıkmayı başardı! Kore dizisinin dünya çapındaki başarısının nedeni kimilerine göre sınırların tamamen ortadan kalkmasıdır. Ama bu başarı, insanlık dışı davranışları çekici kılan psikolojik profillerin çeşitliliğine ve zenginliğine de dayanır...
Oyuncuların karmaşık ve çelişkili kişilikleri nasıl açıklanır? Bu kadar barbarlığı ne kadar insan destekler? Liderlik, kriz anında nasıl sergilenir? Parayla, oyunla ve hayatla kurduğumuz ilişkilerin gizli psikolojik nedenleri nelerdir?
Oyun psikolojisi, ortaya konan ikilemler ve düşünme egzersizleri arasında Jean-François Marmion, favori dizilerinizde psikolojiye dair ortaya konulan önemli temel ilkeleri titizlikle araştırıyor!
Squid Game arenasının içine girin ve insana dair tüm psikolojik güçlerin şifrelerini çözün.
Jean-François Marmion, aynı zamanda “Aptallığın Psikolojisi” kitabının yazarıdır.
KORKAK MELEK 2 - CESARETİN VAR MI?
POSTER, STİCKER VE KARAKTER KARTI HEDİYELİ
LAVANTA KOKULU KİTAP
Chung-Hee ile duygusal bir adım atarken çıkagelen Doktor Min Sung, Benan’ın aklını karıştırmaktan geri kalmıyor. Bir yandan Kore kültürüne alışmaya bir yandan da yaşama tutunmaya çalışan Benan’ın aşk hayatı, beklediğinden daha karmaşık gidiyor.
Hem centilmen hem de biraz kaba olan Dr. Sung, Benan’ın peşini bırakacak gibi görünmüyor. Peki, Dr. Sung, Benan’ın gönlünü kazanabilecek mi? Onca zorluğa rağmen aşk, galip gelebilecek mi?
KORKAK MELEK 1
POSTER, STİCKER VE KARAKTER KARTI HEDİYELİ
LAVANTA KOKULU KİTAP
Tam bir BLACKPINK hayranı olan ve dansçı olma hayallerine ulaşmanın Güney Kore’den geçtiğini bilen Benan, bu yol uğruna tıp okumaya bile hazır! Ancak hayatına, kelimenin tam anlamıyla “dan!” diye giren Chung-Hee, kafaları karıştıracak gibi görünüyor…
Benan ile yakın arkadaş olmaya çalışan ve yetmezmiş gibi, BLACKPINK hakkında her bilgiyi merak edip dinleyen bu çocukla Benan’ın arasında neler olacak? Aralarındaki bağ, sadece arkadaşlık olarak mı kalacak, yoksa daha derin bir hikâyeye mi evrilecek?
Bu serüvende, Aymira ve Dae-Jung’un kalplerinin peşinden nasıl gideceklerini keşfetmeye hazır mısınız?
ARMYLERDEN MESAJ VAR “KARIŞMA” 2 - KIZIL KORELİ
POSTER, STİCKER VE KARAKTER KARTI HEDİYELİ
LAVANTA KOKULU KİTAP
Aymira ve Dae-Jung’un macerası, bu kez Türkiye’nin muhteşem şehirlerinde ve İstanbul’un tarihî yerlerinde devam ediyor!
Dae-Jung, hiç beklemediği bir anda kendini Türkiye’de bulur. Yeni bir ülke, yeni arkadaşlar... Ama kaderin sürprizleri bitmez. Dae-Jung’un Amerika’daki üniversiteye kabulü, ikisinin aşkını sınayacak.
Peki, bu genç âşıklar birbirlerinden kopacak mı?
Bu serüvende, Aymira ve Dae-Jung’un kalplerinin peşinden nasıl gideceklerini keşfetmeye hazır mısınız?
ARMYLERDEN MESAJ VAR “KARIŞMA” 1
POSTER, STİCKER VE KARAKTER KARTI HEDİYELİ
LAVANTA KOKULU KİTAP
Aymira, ailesiyle birlikte Güney Kore’ye unutulmaz bir seyahate çıkıyor! Bu seyahatte BTS hayranı Dae-Jung ile tanışıyor ve kendini, onun renkli dünyasını keşfederken buluyor.
Kore’nin rengârenk kültürü ve BTS hakkında öğrendikleriyle Aymira’nın dünyası değişirken, iki genç arasında samimi bir arkadaşlık başlıyor. Ancak Aymira’nın Türkiye’ye dönme zamanı da yaklaşıyor…
Peki, bu arkadaşlık mesafeleri aşabilecek mi? Aymira ve Dae-Jung’un eğlenceli ve sürükleyici serüvenini kaçırma!
SÜRGÜN KEDİ HOYRAT
Taş tozu, mıcır, kum, çimento, fabrikanın tozlu yolları, rengârenk kaldırım taşları, yorgun işçiler, kirlenmiş ağaçlar, bahçeler, su göleti, zıplayan kurbağalar, yırtıcı kuşlar, uçmaya çalışan hindiler, kazlar, ördekler ve kediler ile insanlar arasındaki koşturmacalar… İç içe geçmiş şehir ve köy hayatı…
Anadolu’nun bir köyü değil anlatılan yer; İstanbul’un içinde bir fabrika sahası...
Selçuk Özyurt’un ironik cümlelerle hayata sunduğu bir kedi hikâyesi… İnsan yaşamı kadar değerli ve manidar bu kitabı okurken sadece bir kedinin maceralarında değil, sosyal yaşamın içinde de gezineceksiniz.
SABRET BAKKALİYESİ
Genç yaşında arkadaşlarıyla soymaya çalıştığı banka yüzünden sekiz yıl hapis yatmış, otuz yıl köyünden uzak kalmış, ellisinden sonra da yurduna dönmüş, çocukluk arkadaşlarının altın dokunuşlarıyla hayata tutunmuş bir adamın hikâyesi…
Cahillik, çaresizlik, bulaşıcı suçlar, kurtuluş, sığınma, sabretmek, mutlu olmak, filozof gibi dostlar, değer görmek, yeniden itibar kazanmak gibi duyguların hepsi Sabret Bakkaliyesi’nin kahramanlarında okurlarını bekliyor.
Selçuk Özyurt’un insanı ele alan bu eseri, hepimizin hayatına dokunacak ve sorgulayacaktır.
KİTAPÇI
Babasının baskısıyla Hukuk Fakültesi’ni kazanan Can, başarılı bir şekilde mezun olur.
Fakat hayallerinde büyüttüğü kitabevi açma isteği, avukat olmasının önüne geçer. Yürüdüğü yolun sonu, İstiklal Caddesi’ndeki lüks bir kitabevine çıkar. Kitaplarla dolu bu dünya, Can’ın hayatını yavaş yavaş değiştirmeye başlar. Gittili geldili aşklar, gündelik birliktelikler artık ruhsal dünyasına mutluluk vermez.
Bu huzursuzluk içinde yardım elini uzattığı gizemli Osman Bey ise Can’ın değişmeye
başlayan hayatında büyük bir rol oynar.
Tılsımlı bir dünya, hayata açılan farklı kapılar ve yaşamı gözlemleyen yeni bir bakış açısı…
Hayallerinin peşinden giden Can, sizin yaşamınızda da yeni kapılar aralayacak…
ŞEKER KASABASI
Şeker Kasabası’nın sevimli çocukları Çepi, Ori ve Köpü çöplerin yerlere atılmasına dur demek için harekete geçiyor! Şeker Kasabasının sakinlerini bilinçlendirip, çöplerşn yere atılmasının önüne geçerek geri dönüşüm hareketine de öncülük ediyorlar. Artık herkes çöpleribi uygun geri dönüşüm kutusuna atıyor, Şeker Kasabası da minik kahramanların dokunuşuyla güzel, temiz ve huzur dolu bir yer haline geliyor. Haydi, siz de bu kahramanların geri dönüşüm macerasına katılın!
KÖSTEBEK KUPİ
Bir gün Köstebek Kupi’nin çantasından minik bir arkadaş fırlayıverir: Fare Fibi!
Hem meraklı hem sevecen bu minik arkadaş, Kupi’nin hayatına ansızın dahil olur. Fakat Fibi’nin kural tanımaz özelliğiyle birlikte yaşamak hiç de kolay değildir. Peki Kupi, rahatsız olduğu konuları Fibi’yi kırmadan nasıl anlatacak?
RENKLERİ DUYUYOR MUSUN?
ÖZÜM’ÜN RENGARENK DÜNYASINA HOŞGELDİNİZ !
Merak dolu gözlerle dünyayı keşfeden Özüm, her rengin bir sesi olduğuna inanıyor.
Ona göre mavi renk, dalgalar gibi fısıldıyor; yeşil renk, ormanlar gibi şarkı söylüyor… Haydi, siz de renklerin sesini duyacağınız bu büyülü dünyaya Özüm ile birlikte adım atın!
HAYALET TED’İN İSTİLASI - HAYALET TED 3
Grizz, geri döndü…
Ve ülke saldırı altında!
Grizz’in ayıcık ordusu saldırıya geçti ve dünyayı ele geçirme planı bu sefer gerçekleşecek gibi görünüyor. Lisa Marie ve Vernon, Mega Ayıcık’ı alt etmeye başarabilecekleri mi? Zaman daralıyor…
“Dünyayı kurtarmamız için tek bir şansımız var. Bunu batıramayız. Batırmayacağız!”
HAYALET TED’İN İNTİKAMI - HAYALET TED 2
Ayıcıklar şehre geri döndü!
Hem de bu sefer ne sevimler ne de yumuşacıklar! Lisa Marie ve Vernon, tam da canavar Cadılar Bayramı ayıcığı Grizz’in yok olduğunu düşündükleri sırada, korkunç ayıcık geri döndü… Üstelik yeni bir ayıcık ordusu ve dünyayı ele geçirme planlarıyla birlikte!
Kesin olan bir şey var ki, işler kızışıyor!
“Kapağın kalkmasıyla Lisa Marie, toplanmış orduyu apaçık bir şekilde gördü. ‘Bir sürü’ yetersiz bir ifadeydi. Orada yüzlerce ayıcık vardı. Belki de binlerce… Çoğu savaşa hazır görünüyordu.”
HAYALET TED’İN GECESİ - HAYALET TED 1
Zombi Ayıcıklar! Hayalet Ayıcıklar!
Cadı Ayıcıklar! Uzaylı Ayıcıklar!
Yaramaz oyuncak ayıcıklardan oluşan bir ordu ortalıkta dolaşıyordu! Lisa, Marie ve abisi Vernon, ayıcıklarla savaşıp, insanlığı kurtarana kadar birbirlerine sataşmadan durabilecekler mi?
Şimdi daha az çene çalma ve daha fazla aksiyon zamanı!
“Ben bir oyuncak ayıcığım,” diye devam etti Grizz.
“Hepimiz oyuncak ayıcığız. Artık ayağa kalkıp hakkımız olanı alma zamanı geldi!”
Kısa kollarını iki yana açtı. “Dünyayı!”
VLAD - VAMPİRLERİN YÜZ KARASI 2
Keder Köşkü’nde yaşayan Voyvoda ailesi, gelmiş geçmiş en cesur vampir ailesi olarak tanınır.
Tabii Vlad dışında, o hiç de cesur değildir. Hatta karanlıktan bile biraz korkar!
Vlad’ın annesiyle babası, ona vampir görevlerinden oluşan uzun bir liste bırakıp Transilvanya’ya uçtular. Neyse ki arkadaşı Minxie ona yardım etmek istiyor!
Acaba arkadaşlıklarını Büyükbaba Gory’den sır olarak saklayabilecekler mi?
VLAD - VAMPİRLERİN YÜZ KARASI 1
Keder Köşkü’nde yaşayan Voyvoda ailesi, gelmiş geçmiş en cesur vampir ailesi olarak tanınır.
Tabii Vlad dışında, o hiç de cesur değildir. Hatta karanlıktan bile biraz korkar!
Vlad’ın aslında tek isteği birkaç arkadaş. Onları bulmak için nereye gitmesi gerektiğini çok iyi biliyor: Okula. Ama insan okuluna uyum sağlamak küçük bir vampir için o kadar kolay değil,
özellikle de peşinde evcil yarasası varken!
HAYALET HAYVANLAR 3 - ULUYAN KÖPEK GECESİ
Başka evrenden gelen sevimli hayvanların kürkütücü ancak bir o kadar da eğlenceli maceraları…
Joe, sıradan bir çocuktur. Ta ki ürkütücü bir Mısır tılsımından dilek dileyene dek…
Artık o, hayalet hayvanların koruyucusudur. Ve tasmasından kurtulmuş çılgın bir köpek ortaya çıkmıştır!
Fırlama, bir sincabı, uçurumdan düşene dek kovalamıştır. Joe, ona,
takıntılarından vazgeçmesi konusunda yardımcı olabilecek midir?
HAYALET HAYVANLAR 2 - TÜY YUMAĞININ İNTİKAMI
Başka evrenden gelen sevimli hayvanların kürkütücü ancak bir o kadar da eğlenceli maceraları..
Joe, sıradan bir çocuktur. Ta ki ürkütücü bir Mısır tılsımından dilek dileyene dek…
Artık o, hayalet hayvanların koruyucusudur. Ve peşine deli bir kedi takılmıştır!
Zavallı kedicik, arabanın altında kalmıştır. Joe, kediciğin, kız kardeşini korumasına yardım edip bir başka felaketin önüne geçebilecek midir?
HAYALET HAYVANLAR 1 - AÇ HAMSTERIN DÖNÜŞÜ
Başka evrenden gelen sevimli hayvanların kürkütücü ancak bir o kadar da eğlenceli maceraları…
Joe, sıradan bir çocuktur. Ta ki ürkütücü bir Mısır tılsımından dilek dileyene dek…
Artık o, hayalet hayvanların koruyucusudur. Ve aç bir kemirgen ortalığı birbirine katmıştır!
Dombili’yi, elektrikli süpürge kapmıştır. Joe, yarım kalan işini halletmesinde ona yardım ederse huzur içinde öteki dünyaya gidebilecek midir?
DİKİŞ KAFA 2 - KORSANIN GÖZÜ
Dikiş Kafa’ya Övgü:
“Marcus Sedgwick’in The Raven Mysteries’ini sevdiyseniz buna da bayılacaksınız!”
-Julia Eccleshare
KÜÇÜK biri, BÜYÜK bir maceraya yelken açmak üzere…
Açık denizlerde yeni bir hayata hazırlanan çılgın bir profesörün
heyecan dolu macerasına katılmaya ne dersiniz?