ROBOT ADAM HAALAND
Futbolda zeki, büyük, hızlı, çok eğlenceli ve biraz tuhafım. Daha da önemlisi, gol atma becerisiyle yaşayan ve nefes alan bir “robot”um. Hayatını spora adamış ailemle birlikte ülkem Norveç’te başladı maceram. Ben gol atmak için doğmuşum! Tıpkı benim gibi futbolcu olan babam, bu hayattaki en büyük rol modelim ve yol göstericimdir. Onun başarılarına yetişebilmem için fırtına kadar hızlı olmam gerekiyor!
Dünyadaki en iyi genç futbolculardan biri olarak gösterilmek, benim için büyük bir gurur. Daima disiplinli, planlı, azimli, hırslı ve fedakâr olmayı bilmelisin. Zirvede tek başına kaldığında kendinle yarışmaya devam etmen, senin daima orada kalmanı sağlayacaktır. İnan, çalış ve vazgeçme…
Erling Haaland
FIRTINA BENZEMA
Ben Karim Benzema, namıdiğer “Coco”!
Futbol kariyerime henüz 8 yaşımdayken ülkem Cezayir’de başladım. Şimdiyse Fransız millî takım futbolcusuyum ve La Liga takımlarından Real Madrid'de forma giyiyorum. Azimli ve disiplinli bir şekilde çalışarak dünya çapında bir üne sahip oldum. Sizce Real Madrid takımında tüm zamanların en çok gol atan ikinci futbolcusu unvanını nasıl kazandım?
Başarmak istedim ve bunun için ne gerekiyorsa yaptım. Hayal ettiğin yere ulaşabileceğine inancın daima artmalı. Bir dünya kupasını elinde tuttuğunu, senin futbol kariyerini örnek alarak büyüyen çocukların ve hatta yetişkinlerin olduğunu düşün. Sen de başaracaksın. İnan, çalış ve vazgeçme...
Karim Benzema
GOL MAKİNESİ LEWANDOWSKİ
Henüz 9 yaşımdayken başladığım futbol hayatıma, sayısız başarı, ödül ve zafer sığdırdım. Çocukluğumdaki hayallerim; dünyanın en büyük takımında, en büyük stadyumlarında oynamak ve kupalar kazanmaktı. Şimdi ise ülkem Polonya’da “kahraman” ilan edilmenin gururunu yaşıyorum! Sert asfalt, çim yaprağı olmayan kum, görünürlüğü sınırlayan toz bulutları, soyunma odaları yerine mühürsüz pencereli ve ısınmamış eski barakalar benim yeteneğimin çimlenmeye başladığı koşullardı.
Ben vazgeçmedim, kendime güvendim ve bu yolu kendim için seçtim. Tüm hayallerimi gerçekleştirdim. Her an daha iyisi olmaya devam ediyorum. Sen de başaracaksın.
İnan, çalış ve vazgeçme…
Robert Lewandowski
CESUR MANE
Afrika’nın kahramanı Senegal’den çıkıp gönülleri fethettim. Senin yaşlarındayken bir toptan olma dünya büyüklüğünde hayallerim vardı. Şimdi her birini gerçekleştirmiş olmanın mutluluğu ve gururu içindeyim. Beni seninle bir araya getiren de bu hayallerim. Eğer ben o dar, kirli, imkânsızlıklarla dolu sokaklarda çıplak ayaklarımla yamalı bir topu koşturmasaydım, futbol hayallerimi büyük olanlarından kurmasaydım; başaramasaydım, bugün birlikte bu kitapta buluşamazdık.
Tek hedefin başarmak, kazanmak olmalı. Hayal etmeli ve her gün ilerlemeye devam etmelisin. Kendine inanmalı, hiçbir zaman vazgeçmemeli ve sıkı çalışmalısın. Bence anahtar bu, kafanı oyunda tutarsan, bir şeyler olacaktır.
Sadio Mané
ULUĞ BEY – AY’IN VE YILDIZLARIN SULTANI
AY’IN VE YILDIZLARIN SULTANI ULUĞ BEY, GÖKYOLU’NU KEŞFE ÇIKTI!
Arkadaşım Meriç’in aldığı kitapta bir sultan yaşıyormuş: Uluğ Bey. Dünyada sultanlık yapan Uluğ Bey, meğer Ay’ın yüzeyinde bir kraterin de sultanıymış. Gökyüzünün haritasını yapmayı bile başarmış. Peki ya icat ettiği aletlerle astronomi biliminin incelenmesi için yaptığı katkılara ne demeli? Bir de buluşu olan cetvel var elbette. Uluğ Bey’in rasathanesine konuk olmaya ne dersiniz? Tarihe Yön Veren Ünlü Türk Bilginleri Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli âlimlerin gizemli hayatlarına kapı aralıyor.
PİRİ REİS – DENİZLERİN PARLAYAN YILDIZI
DENİZLERİN PARLAYAN YILDIZI PİRİ REİS’İN GEMİSİNDE NELER OLUYOR?
Dedemle birlikte Cemal Kaptan’ın teknesine gittiğimizde denizlerin ardından bir gezgin çıkıverdi karşıma: Piri Reis. Gelibolu’nun bütün çocukları gibi denizleri arşınlayan Piri Reis’in hayat gemisi, bir anda Osmanlı donanmasına varıvermiş. Peki Piri Reis’in bundan önce korsanlık yaptığını biliyor muydunuz? Şaşırdınız öyle değil mi? O zaman Piri Reis’in sırlarla dolu haritasına daha çok şaşıracaksınız. Engin denizleri Piri Reis ile arşınlamaya ne dersiniz? Tarihe Yön Veren Ünlü Türk Bilginleri Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli âlimlerin gizemli hayatlarına kapı aralıyor.
İBNİ SİNA – HEKİMLERİN PİRİ
HEKİMLERİN PİRİ İBNİ SİNA TIP DÜNYASININ TARİHİNİ YAZIYOR!
Aslan amcanın kütüphanesinden tıp dünyasının büyük üstadı fırlayıverdi: İbni Sina. Olağanüstü bir zekâya sahip olan İbni Sina, hem felsefe hem de tıp alanında ilim peşinde koşmuş. O kadar hızlı koşmuş ki daha 16 yaşındayken bazı tabipler tarafından tıp otoritesi ilan edilmiş. Sizce de harika değil mi? Peki İbni Sina, bu bilgilerle kitap yazmış mı? Elbette yazmış! Acaba bu kitabın tıp alanındaki önemi nedir? Bilginlerin bilgini İbni Sina’nın sınırsız zihnine konuk olmaya ne dersiniz? Tarihe Yön Veren Ünlü Türk Bilginleri Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli âlimlerin gizemli hayatlarına kapı aralıyor.
İBN HALDUN – ZAMANA YÖN VEREN ÂLİM
ZAMANA YÖN VEREN ÂLİM İBN HALDUN, DÜNYANIN TARİHİNİ YAZIYOR!
Annemin nasihat heybesinden birdenbire bilgin İbn Haldun çıkıverdi. Çocukluğunda bir coğrafyadan diğerine göç etmek zorunda kalan İbn Haldun’un zihni de kendi sınırlarını aşıp yeryüzünde seyahat etmiş. O kadar çok bilgi sahibi olmuş ki düşünceleri dile gelip sayfaları doldurmuş. Peki bu bilgeliğin kitabına ne isim konmuş? İbn Haldun’un sınır tanımayan zihniyle zamanı fethetmeye ne dersiniz? Tarihe Yön Veren Ünlü Türk Bilginleri Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli âlimlerin gizemli hayatlarına kapı aralıyor.
FERGANİ – GÜNEŞİ DÖNDÜREN ADAM
GÜNEŞİ DÖNDÜREN ADAM FERGANİ, KÂİNATIN SIRLARINI KEŞFEDİYOR!
Arkadaşım Berna’nın ödevine yardım edeyim derken yüzyıllar öncesinden bir astronomla tanıştım: Fergani. Doğduğu yer tahminlerle bulunan Fergani, gökyüzünü evi bilmiş. Güneşi ziyaret edip, hareket sistemini incelemiş. Hatta ismi, bir Ay kraterine bile verilmiş. Bunlardan haberiniz var mıydı? Ya da Dante’nin yazdığı bir eserinde Fergani’yi övdüğünü duymuş muydunuz? Yoksa onu da mı bilmiyordunuz? O zaman buyurun bilgi havuzuna! Üstat Fergani ile evrenin büyülü kapılarını aralamaya ne dersiniz? Tarihe Yön Veren Ünlü Türk Bilginleri Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli âlimlerin gizemli hayatlarına kapı aralıyor.
FARABİ – FİLOZOFLARIN ÜSTADI
FİLOZOFLARIN ÜSTADI FARABİ’NİN ZİHNİNE SIZIYORUZ!
Yeni bilgiler peşinden koşarken Can abinin hafızasından bir konuk fırladı: Farabi.
Gerçek adı yerine yaşadığı yörenin adını kullanan Farabi, doğduğu yerde kalmayıp ilim peşinde dolanmış durmuş. O kadar çok bilgi peşinde koşmuş ki kendisine İkinci Üstat demişler. Harika değil mi? Peki yetmiş dil bildiğini iddia ediyormuş desem ne derdiniz? Yok artık dediğinizi duyar gibiyim. Ama belki de vardır artık. Filozofların babası Farabi’nin düşüncelerinde yolculuk yapmaya ne dersiniz? Tarihe Yön Veren Ünlü Türk Bilginleri Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli âlimlerin gizemli hayatlarına kapı aralıyor.
CEZERİ – İLK ROBOTUN MUCİDİ
İLK ROBOTUN MUCİDİ CEZERİ, MAKİNELERE CAN VERİYOR!
Kültürel gezi için İstanbul’a giden arkadaşım Anıl’ın döndüğünde büyük bir sürprizi vardı: Orta Çağ’ın en büyük mühendisi Cezeri. Cezeri’nin iki nehrin arasında başlayan hayat macerası, saray mühendisi olmasına kadar dayanmış. İnanabiliyor musunuz? Peki yaptığı makine çizimlerinin yüzyıllar sonrasına hitap ettiğini söylesem ne dersiniz? Bir de kitabı var elbette. Acaba Türkiye’nin neresinde? Cezeri’nin olağanüstü makinelerini tanımaya ne dersiniz? Tarihe Yön Veren Ünlü Türk Bilginleri Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli âlimlerin gizemli hayatlarına kapı aralıyor.
CAHİT ARF – BİR MATEMATİK DEHASI
MATEMATİK DEHASI CAHİT ARF’IN SAYILARI DİLE GELDİ!
Aldığım ilk harçlığa sevinçle bakarken bir de ne göreyim: Cahit Arf.
Selanik’ten İstanbul’a göç etmek zorunda kalan Cahit Arf’ın eğitim hayatı Fransa’nın en prestijli yükseköğrenim kurumuna kadar uzanmış. Peki Cahit Arf’ı bir paranın üzerine fotoğrafı basılacak kadar önemli yapan şey neydi? Neden TÜBİTAK ödülü verilmişti? Matematik dehası olarak anılmasına sebep neydi? Sayıların sırrını Cahit Arf ile birlikte çözmeye ne dersiniz? Tarihe Yön Veren Ünlü Türk Bilginleri Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli âlimlerin gizemli hayatlarına kapı aralıyor.
BİRUNİ – GÖKLERİN HÂKİMİ
GÖKLERİN HÂKİMİ BİRUNİ, DÜNYA’NIN YÖRÜNGESİNDE GEZİNTİYE ÇIKTI!
Biruni konulu ödevimiz için Aslan amcanın bilge zihnine sığındığımızda birden göklere yolculuk yapıverdik. Yüzyılın matematikçisi olarak anılan Biruni aynı zamanda gökleri avucunun içine almış. Dünya’nın düz olduğuna dair ortaya atılan fikirlere karşı çıkmakla kalmayıp çok az bir farkla çapını bile hesaplayabilmiş. Peki ya bilim için yaptığı çalışmalar karşısında verilen fil yükü gümüşü reddetmesine ne demeli? Bilgin Biruni ile beraber evrenin matematiğini çözmeye ne dersiniz? Tarihe Yön Veren Ünlü Türk Bilginleri Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli âlimlerin gizemli hayatlarına kapı aralıyor.
ALİ KUŞÇU – GÖKLERİ ARŞINLAYAN BİLGİN
GÖKLERİ ARŞINLAYAN BİLGİN ALİ KUŞÇU’NUN HARİTASI NEREYİ GÖSTERİYOR?
Her şey Mimar Hasan Bey’in Ali Kuşçu’yu araştırmamı istemesiyle başladı. Nehrin ötesinde doğan Ali Kuşçu, ilim öğrenmek için dünyanın dört bir yanını gezip durmuş. Peki yolu nereye düşmüş dersiniz? İstanbul’a! Dünya’yı arşınlamakla kalmayıp bir de güneş saati yapmış. Acaba bu güneş saati nerede? Evreni Ali Kuşçu ile birlikte fersah fersah gezmeye ne dersiniz? Tarihe Yön Veren Ünlü Türk Bilginleri Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli âlimlerin gizemli hayatlarına kapı aralıyor.
STEVE JOBS – GELECEĞİ TASARLAYAN SANATÇI
O, belki de dünyanın en zeki insanlarından biri... Çok sevdiğimiz akıllı telefonlarımız, tablet bilgisayarlarımız Steven Paul Jobs’ın büyülü zihni sayesinde ellerimizde! Hayatı filmlere ve kitaplara konu olan, birçok kişinin ilham aldığı büyük teknoloji dehası Steve Jobs nasıl bir çocukluk geçirmişti? Küçük Steve’in renkli ve hareketli dünyası babasının garajında başlayıp nerelere uzanmıştı? Realist bir hayalperest olan Steve Jobs’ın yaşamına tanıklık etmek ister misiniz? Nasıl Dâhi Oldum? Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli sanat ve bilim insanlarının büyülü çocukluklarına kapı aralıyor.
STEPHEN HAWKİNG – SINIR TANIMAYAN BİR ZEKÂ
“Ayaklarınıza değil, yıldızlara bakmayı unutmayın,” diyen Stephen Hawking’le yıldızlara bakmaya hazır mısınız? Pek parlak bir okul hayatı geçirmese de Hawking, bilinen en büyük dâhilerden biri olmayı başarmıştı. Yaşadığı hastalık sebebiyle bedeni hareketsiz kalsa da uçsuz bucaksız zihni her zaman sınırları zorlamaya devam etti! Sonsuz bilginin peşinde uçarak, yaşadığı tüm zorluklara rağmen evrenin sırları konusunda hepimizi aydınlattı. Gelin, bu sınır tanımayan zekâyı kendi ağzından dinleyelim! Nasıl Dâhi Oldum? Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli sanat ve bilim insanlarının büyülü çocukluklarına kapı aralıyor.
NİKOLA TESLA – DÜNYANIN EN BÜYÜK MUCİDİ
Elektriğin sihirbazı Nikola Tesla'nın ilham kaynağı bir kedi olabilir mi? Neden olmasın! Çocukluğundaki büyük gözlem yeteneği sayesinde bulguları ve icatları günümüz dünyasını değiştiren Tesla, tarihin en büyük mucitleri arasında yer almaktadır. Hayattayken hak ettiği takdiri görmemiş olsa da, bu onu zamanının ilerisini düşünmekten ve geleceği “aydınlatmaktan” vazgeçirmedi. Ona “deha” demek bile hafif kalır! Bugün, elimizin altındaki bütün elektrikli aletler Tesla’nın zihniyle can bulmuştur. Haydi bir şimşeğin peşinden kedisi Macak’la koşan Tesla’nın aydınlık hikâyesine ortak olalım! Nasıl Dâhi Oldum? Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli sanat ve bilim insanlarının büyülü çocukluklarına kapı aralıyor.
MOZART – NOTALARIN ŞAİRİ
İlk konserini 6 yaşında veren ve ilk senfonisini 8 yaşında yazan büyük bir müzik dehası düşünün! Gelmiş geçmiş en büyük müzisyenlerden Mozart, çok küçük yaşta müziğe âşık oldu ve yetişkin olduğunda ise tüm dünyayı kendi müziğine âşık etti! “Müziğin bir süsten, bir oyuncaktan, boş hayatlarınızı süsleyen sesli bir duvar kâğıdından daha fazla bir şey olduğu bilmem hiç aklınıza geldi mi krallar, kraliçeler, asilzadeler?” sözüyle Mozart, müziğin ruhunu anlayarak notalara nasıl can verilir herkese gösterdi. Daha küçücük bir çocukken kemanıyla dinleyenleri kendisine hayran bırakan küçük Wolfie’nin etkileyici hikâyesine hazır olun! Nasıl Dâhi Oldum? Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli sanat ve bilim insanlarının büyülü çocukluklarına kapı aralıyor.
MADAM CURİE – BİLİMİN KRALİÇESİ
Bilimin kraliçesi Marie Curie’nin adım adım Nobel’e uzanan zorlu yolculuğu... Yaşadığı hazin hayata rağmen hayallerinin peşinde koşmaya devam eden ve asla pes etmeyen bir kadın düşünün. Kadınların eğitimden mahrum bırakıldığı bir dönemde yaşayan Marie, bize ne olursa olsun mücadele etmeyi ve vazgeçmemeyi öğretiyor. Maceraperest Curie’nin bu azim dolu yolculuğu, bilim dünyasının kraliçesini zamanın ötesine taşıyor. Peki siz maceracı ruhlar, Marie’nin çocukluğuna tanıklık etmeye hazır mısınız? Nasıl Dâhi Oldum? Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli sanat ve bilim insanlarının büyülü çocukluklarına kapı aralıyor.
LOUİS PASTEUR – MİKROPLARIN SAVAŞÇISI
Hayalet mikroplarla savaşan bir bilim insanı! Üstelik hem savaşçı hem de bir sihirbaz! Mikroplar ve bakterilerle mücadelenin en önemli yolunu bulup bizlere aşıyı armağan etti ve gıdaları uzun süre saklamanın yöntemini keşfetti. O, kendine inandı ve başardı! Yaşına göre çok olgun ve ağırbaşlı olan küçük Louis hiçbir canlının acı çekmesine dayanamazdı ve bu duyguyla büyüdüğünde kendini canlıların sağlığı için bilime adadı. Gelin meraklı, heyecanlı ve çok çalışkan Louis’in neler yapabildiğine tanık olalım! Nasıl Dâhi Oldum? Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli sanat ve bilim insanlarının büyülü çocukluklarına kapı aralıyor.
LEONARDO DA VİNCİ – GERÇEK BİR DAHİ
Başarılı bir ressam, yetenekli bir müzisyen ve zeki bir mucit... Daha önce bu kadar çok beceriye sahip bir insan tanımış mıydınız? O, her zaman fikirlerinin ve meraklarının peşinden korkmadan gitmiş bir hayalperestti. Öğrenmekten asla vazgeçmeyen Leonardo da Vinci çok yönlü dehası sayesinde hem dünya tarihinin hem de İtalyan Rönesansı’nın en büyük ışığıdır. Sizce çocukken başından hangi maceralar geçmiş de resim ve müzikte çığır açmıştır? Haydi gelin, Leonardo da Vinci’nin büyülü yolculuğuna eşlik edelim! Nasıl Dâhi Oldum? Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli sanat ve bilim insanlarının büyülü çocukluklarına kapı aralıyor.
ISAAC NEWTON – MODERN FİZİĞİN BABASI
Gökten bir elma düştü, içinden bilim çıktı! Başına düşen bir elmayla âdeta hayatı değişen sonra da bilim dünyasını değiştiren Newton, kendisi hakkında “Eğer ki diğerlerinden ötesini görebildiysem; bu, devlerin omuzlarında yükseldiğim içindir,” diyor. Siz de o devin omuzlarına çıkmaya hazır mısınız? Haydi doğanın kanunlarını yazan modern fiziğin babasını tanıyalım! Nasıl Dâhi Oldum? Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli sanat ve bilim insanlarının büyülü çocukluklarına kapı aralıyor.
GRAHAM BELL – TELEFON DİLE GELDİ
Telefonu icat eden Alexander Graham Bell’in aslında sağırların sessizliğini ortadan kaldırmaya çalıştığını biliyor muydunuz? Bunu başaramadı ama her gün yeni bir özelliğe kavuşan telefonla aralarında kilometrelerce mesafe bulunan insanların birbirlerini duymalarını sağladı. Peki onu bu icatlara yönlendiren şey neydi? “ALO” sözcüğü nereden geliyor? Küçük Alexander nasıl bir çocuktu? Hadi hep birlikte Graham Bell’in büyülü yolcuğuna eşlik edelim! Nasıl Dâhi Oldum? Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli sanat ve bilim insanlarının büyülü çocukluklarına kapı aralıyor.
ALBERT EİNSTEİN – EVRENİN SIRRINI ÇÖZEN DAHİ
Evrenin sırrı, çılgın bir dâhinin kabarık saçlarının altında gizli! Bilim dünyasının en büyük dehası Einstein ve onun sınır tanımayan zekâsı, bu büyük sırrı nasıl çözdü? Zamanın ötesinde kalan bu büyük bilim insanının nasıl bir çocukluk geçirdiğini öğrenmek ister misiniz? Bilime, doğaya, uzaya âşık küçük Albert’ın renkli dünyasında heyecanlı bir yolculuğa davetlisiniz. Nasıl Dâhi Oldum? Serisi’nin her bir kitabı, tarihe ismini altın harflerle yazdırmış önemli sanat ve bilim insanlarının büyülü çocukluklarına kapı aralıyor.
KENDİME RAĞMEN KENDİM İÇİN
Sevgili okur öncelikli amacım, düşüncelerinin hayatını nasıl değiştirebileceğini anlamanı sağlamak.
Kendi gücünün sınırlarını keşfetmeye var mısın? Potansiyelini verimli kullanabilmek için neye
ihtiyacın olduğunu biliyor musun? Gerçek ihtiyaçlarının ne olduğunun farkında mısın?
Hepimizin hayata geliş amacı vardır. Acaba sen, kimlere ne öğretmek için hayattasın?
Zihninde oluşan ve zaman zaman seni kurban psikolojisine sokan düşüncelerinin ana kaynağı nedir?
Evrenle uyum hâlinde yaşamanın kolay yolları hakkında fikrin var mı?
Zihin neden hep olumsuz şeyler düşünmeye daha meyillidir?
…
Kendine sormaya cesaret edemediğin onlarca sorunun cevabını bu kitapla sana veriyorum.
Bediz Saka
Yaşam Koçu / Aile Danışmanı
HEKİM YOKSA BEN VARIM
“Berra Sertel’in kaleme aldığı bu kitabın arkasında büyük bir emek ve merak var. Kitapta, sorunu bizzat
yaşayan biri olarak kendi çaresizliğinden yola çıkıp araştırmalarını ve deneyimlerini okuyucularla paylaşıyor ve bütünsel sağlığa değişik bir pencere açıyor.”
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu
Birçok farklı rahatsızlığı tetikleyen histamin, bu yönüyle hiç de hafife alınmaması gereken bir konudur. Tıp çevrelerince de henüz tam olarak keşfedilememesi ve muğlak yapısıyla, sebep olduğu birçok hastalığın kaynağının “psikoloji” olduğunun iddia edilmesine sebebiyet vermektedir. Hâlbuki bütün sistemi etkileyebilecek güçteki bu sağlık sorunu, tanımı konmadıkça kişinin tedavi sürecinden epey uzaklaşmasına neden olmakla birlikte hayati problemlere yol açabilmektedir.
Her bünyede farklı reaksiyon gösterebilen histamini tanımak kaliteli ve sağlıklı bir yaşamın anahtarı olabilir. Histamin konusunun çok geniş açıdan ele alındığı bu kitapta, histaminle ilgili birçok soruya cevap bulacak, belki de tanımı konulamayan rahatsızlığınıza farklı bir pencereden bakma fırsatı yakalayacaksınız.
EYLÜL 2 - MAKÛS
“Kahretsin! Hiç mi bunu anlayamadın? Benim gözlerime bakarken ne gördün sen?” diye sordu ve öfkeden kor gibi yanan maviliklerine derin bir acı çöktü.
Bazı sözler vardır. Derler ki bu sözlerin muhatabı kulaklar değil kalplerdir. Yine derler ki bu sözler, fiziksel acıdan daha fazla yakar canınızı. Doğruydu… Poyraz’ın sözleri ölümcül bir kurşun gibi delip geçmişti kalbimi. Acısını iliklerime kadar hissettirmişti. Onun kendi içindeki yangınını görmek canımı ruhumdan çekip bu hayattan kopartmıştı. Kalbim atmayı bırakmıştı sanki.
Hissettiğim acıyla elimi kalbimin üzerine götürdüm. İlk defa fiziki acı çekiyordum. İlk defa gerçek anlamda kalbim acıyordu.
Gözyaşım yanağımda donup kaldığında, o ise acı ve hayal kırıklığı dolu maviliklerini gözlerimden çekip arkasını döndü, yanımdan uzaklaşmaya başladı.
Benden gidiyordu…
KIZIL KARDELEN 2 – GÜNEŞİN ÂŞIK OLDUĞU KIZ
“Kış çiçeği, Güneş’e tutuldu. Güneş, Kardelen’e âşık oldu.”
O ilk tanışmayı hatırlıyordu Kardelen. O adamın efsanevi Kara Kurt olduğunu anlamıştı ama adına yakışır bir cesaretle ölüme bakakalmıştı. Ölüme hayranlık duymuştu Kardelen… Ölüm onun kendini izlemesine izin vermişti. Sonra yıllar geçmiş, Güneşin Öptüğü Kız ölümle evlenmişti.
Ölümün karanlığı, güneşin ateşiyle birlik olmuş, koskoca bir alev topuna dönüşmüştü; kalbinde gitgide büyüyen sıcak ve derin bir sızıyla...Ölüm onu öpmüştü. Ölüm onu tatmıştı.
Ölüm onu kendinin kılmıştı. Ve ölüm kışa çeyrek kala, yine Kardelen’i yakmıştı.
KIZIL KARDELEN 1 – GÜNEŞİN ÖPTÜĞÜ KIZ
“Bu kıza Güneşin Öptüğü Kız demekte yerden göğe kadar haklılardı. Güneşin sıcaklığı kadar yakıcı, bir al kardeleninki kadar büyüleyici kokusu vardı.”
Ata yurtları Kafkasya’dan Osmanlı İmparatorluğu’nun bağrına göç eden Çerkez kavminin beylerinden birinin asi, erkek kardeşlerinden bile daha savaşçı ruhlu kızı Kardelen; kendini çirkin ve lanetli görse de, babasının gözünde yüzünü peçelerle saklayacak kadar güzeldi.
Babasını öldürdükleri için Çerkez kavmine nefret duyan, acımasız, gaddar ve hayatı sadece savaş meydanlarında geçmiş bir Osmanlı yüzbaşısı olan Kara Bey de, padişahın emriyle Çerkez beyinin kızı Kardelen’i karısı yapmak zorunda kalacak, peçe taktığı için lanetli ve kusurlu olduğuna inandığı bu kızın maskesini düşürecekti.
Kızıl Kardelen ile Kara Bey’in zorluklarla dolu aşklarını okurken, aşkın aynı zamanda ölümcül bir savaş olduğunu bir kez daha hissedeceksiniz.
DAĞ BAŞINDA AŞK 2
“Sen Gamzeli, benim bu hayatta isteyeceğim tek şeysin.
Hangi gerçek seni benden kopartabilir ki gözlerine yağmur bulutlarını misafir ediyorsun?”
Bir dağ aştım, onunla olmak uğruna savaşlar başlattım ve ihanetin diğer yüzüyle çarpıştım. Çok sevmek değildi bu, severken de ölmekti. Çokça öldüm onun uğruna ve onunla olmak uğruna.
Şimdi her şey değişti ve kader yeniden yazıldı.
Silgiyi elime aldım onunla olmayacağım bütün yolları tek tek yok ettim. Kalemi bana verdi ve ben bizim için yeni bir yol çizdim. Eğer çıkmayacaksa tüm yollarım ona neden savaşıyordum ki onun uğruna?
Daha sıkı tuttum kalemi ve o da elimin üstüne elini koydu. Yaralandığı yerden değil yandığı yerden sarıldım ona. Kalbimi varlığıyla dolduran kadındı o. Kurt dedi bana ve Gamzeli dedim ona böyle başladı hikâyemiz.
Peki şimdi bizim hikâyemiz nasıl sona erecek? İyileşir mi bir insanın yaraları aşkla dokunan bir kalbin karşısında?
BUZ KRAL 1 - HEVES
Ben Elif…
Sıradan ve bir o kadar masumane hayatımı sürdürürken, beni bulutların sonsuzluğuna sürükleyen daha önce hiç tatmadığım bir rüzgârla tanıştım: Aşk… İliklerime kadar üşüyeceğimi bilerek benliğimi buzdan bir kalbe teslim ettim.
Ben Dağhan…
Buzdan imparatorluğumda kendi karanlığıma gömülmüşken avucuma bir ateş düştü: Tutku… Kalbimin buz tutmuş derinliğinde bir kardelen filizlendi.
Acımasız bir aşk, bu aşka teslim olmuş bir kadın ve sevgiden yoksun bir adamın hikâyesi…
“Keskin kayalıklarını, uçurumlarını, hırçın dalgalarını küçücük bir pencereden görüp iliklerine kadar üşümüş olsa da Elif’in ayakları geri adım atmıyordu. Daha fazlasını istiyordu. Dağhan’ın buzdan kalbi, avuçlarında alev alsın istiyordu.”
BAYTAR HANIM 2 - SAYE
Kimsesizliğimin verdiği koca boşluğu dolduracak kadar genişti kalbi. Soğukta kalmış, üşüyen bedenimi ısıtacak kadar güzeldi gülüşleri. Tüm duygularımın yanına iliştirdiğim güvensizliğimi bertaraf edecek kadar cesurdu gözleri. Nereden bilebilirdim bir gelincik çiçeğini kalbimin üzerindeki vatan toprağına ektiğimde hasretle sulayacağımı, güneşine engel olmayayım diye gölgemden uzak tutacağımı?
“Gitmek hiç bu kadar zor olmamıştı, hiç bu kadar ağır gelmemişti İnci."
Her şey kendi ayaklarımın üzerinde özgürce durmak istememle başladı. İstedim ki parmağımdaki halka boynumda olmasın. Nereden bilebilirdim özgür olmak isterken aşka esir düşeceğimi? Belki de yaşayarak öğrenmeliydim âşık kalplerin esarete hasret gideceğini.
“Bana bu son demiştin. Sözünde dur sevgilim, bu son olsun.”
Yüzbaşı & Sarışın
EINSTEIN’IN BUZDOLABI
Tarihin tozlu sayfalarındaki en tuhaf hikâyeleri duymaya hazır olun!
Kafasız tavuk Mike’tan, tarihin en tuhaf cinayet planına; Amerika’nın ilk ve tek imparatorundan, Boston’daki pekmez seline kadar birçok hikâye tuhaflıkta birbirleriyle yarışıyor.
Yazar Steve Silverman’ın kurucusu olduğu “Lüzumsuz Bilgi” adlı bloğunda yıllardır okuyucularla buluşturduğu ilginç öyküleri, ilk kez bir kitap hâlinde toplanıyor.
Kemerleri bağlayın!
Mizah ve bilimselliğin harmanlandığı Einstein’ın Buzdolabı, sizleri unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor. Peki Einstein’ın icat ettiği buzdolabına ne oldu?
ÖLÜ KENT 2 - RHEA
Bir insanı yürekten sevmek, onun için hata yapmayı göze almaktan mı geçerdi? Benim hatam, ellerimden kayan hayatım için verdiğim çaba mıydı yoksa kim olduğunu bile bilmediğim bir insanla ardıma bakmadan kaçmam mı? Bu sefer karanlık kuyuya atılan hangi taraftı?
Ellerime aldığım gücün hiddetiyle yakacaktım ÖLÜ KENT’i. Benim cehennemim, Zebanilerin de sonuna mal olacaktı. Peki ya aşk? Başından beri hesap edemediğim o duygu seline ne olacaktı?
Tanrı’nın unuttuğu sokakta cirit atan ölümsüzlere kim hükmedecekti?
ÖLÜ KENT 1
Ben Efnan Zahredar.
Kendimi ailemin biricik kızı, okulumun örnek öğrencisi, dostlarımın sığınağı sanırken yaşadığım her şeyin gittikçe çirkinleşen bir yalan olduğunu anladığımda artık çok geçti…
Atıldığım karanlık kuyuda uzattığım ellerimi tutan adamın ellerine tutsak kaldım. Onun cehenneminde yanarken günahlarla kutsandım. Cennet beni kabul etmeyi bırakalı çok oldu. Cehennem ise efendisine sunabileceği en büyük hediye olarak beni kutsadı.
ÖLÜ KENT benim cehennemim oldu.
KANADINI İYİLEŞTİRDİĞİNİZ HER KUŞ BİR GÜN UÇAR GİDER
Neden bu kadar sert yazdığımı soruyorlar;
çünkü zarif cümlelerin üstüne basıp ezerek geçiyor insanlar...
7 ZEYTİN 1 İNCİR
“Tüm meyve ve sebzelerin içine saklanmış çekirdeklerde bir hayat, o hayatın içinde saklanmış sırlar ve
şifreler gizlidir. İşte biz o şifreleri çözdük.”
Derler ki, cennette iki ağaç vardır; “İncir ve zeytin.” İncir “Gerçek Ağacı”, zeytin ise “Hayat Ağacı”dır.
Ölümsüzlüğü köklerinde gizleyen zeytin ve yapraklarının diriliğiyle yaşamı sembolize eden incir… Meyvesinden çekirdeğine, kökünden yaprağına kadar pek çok sırrı içinde gizleyen bu iki ağacın insan biyolojisine etkileri, hem kutsal kitaplara hem de mitolojiye konu olmuştur. Tin Suresi’nde yaşam ve ölümü temsil eden bu iki besin üzerine yemin verilmiş ve Kur’an-ı Kerim’de yedi adet zeytin ve bir adet incir ifadesi yer almıştır. Modern dünyanın sağlık dalındaki bilimsel çalışmaları, incir ve zeytin birleşiminden doğan mucizeye şahit olmaktadır.
Peki tarihin her döneminde özellikle tıp biliminde kullanılan, efsanelere konu olan, tüm kutsal kitaplarda adı geçen zeytin ve incirin birleşiminden doğan bu mucizenin faydaları nelerdir? Yalnızca zeytinde olduğu bilinen ve insan bedeninde 40 yaşından sonra salgılanması azalan Almithalonidz adlı etkin maddenin, bilimsel araştırmalar sonucunda ancak incirle birleştiğinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır. “7 zeytin 1 incir” oranında kullanımın ise en iyi sonucu verdiği kanıtlanmıştır. Yaşlanmayı yavaşlatmasının yanı sıra kandaki kolesterolü düşürmesi, metabolizmayı hızlandırması, kalp sağlığına olumlu etkisi ve zekâ gelişimine katkı sağlaması gibi birçok bilimsel kanıt sunmaktadır.